Borçlar hukukunda sözleşme serbestisi esastır. Ancak bu serbesti, tarafların iradelerinin sakatlanmadığı durumlarda geçerlidir. Taraflardan birinin hile (aldatma) ile kandırılması hâlinde, yapılan sözleşme geçerliliğini yitirebilir. Bu yazımızda, Türk Borçlar Kanunu’nun 36. ve 39. maddeleri çerçevesinde hile kavramını, sözleşmeye etkisini ve tarafların haklarını ayrıntılı olarak ele alacağız.
HİLE (ALDATMA) NEDİR?
Hile, bir tarafın sözleşme yapma iradesini sakatlayacak şekilde diğer tarafça kasten yanıltılmasıdır. Bu durum, kişinin sözleşme yaparken gerçek iradesine uygun davranamaması sonucunu doğurur. Türk Borçlar Kanunu’nun 36. maddesine göre:
“Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.
Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.”
Yani, aldatılan taraf, bu aldatma nedeniyle sözleşmenin geçersizliğini ileri sürebilir.
HİLENİN ŞARTLARI NELERDİR?
Bir sözleşmenin hile (aldatma) nedeniyle geçersiz sayılabilmesi için bazı unsurların bir arada bulunması gerekir:
-
Aldatma Kastı
Aldatmanın bilerek ve isteyerek yapılması gerekir. Tarafın, karşı tarafı yanıltmak amacıyla gerçek dışı bilgi vermesi veya bazı önemli bilgileri gizlemesi hile kapsamına girer.
-
Aldatmanın Sözleşmeye Etkisi
Aldatma, sözleşme yapan kişinin iradesini etkileyerek sözleşmenin yapılmasına neden olmuş olmalıdır.
-
Sözleşmenin Bu Yolla Yapılmış Olması
Kandırılan kişi, aldatma olmasaydı sözleşme yapmayacak olmalıdır. Bu durum sözleşmenin geçersizliğine yol açar.
ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ALDATMASI DURUMU
Türk Borçlar Kanunu madde 36/2’ye göre:
“Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.”
Yani, aldatmayı gerçekleştiren kişi sözleşmenin tarafı olmasa bile, karşı taraf bu durumu bilmesine rağmen hareketsiz kalmışsa, sözleşme yine de geçersiz sayılabilir.
HİLEYE UĞRAYAN TARAFIN HAKLARI
-
Sözleşmeden Dönme Hakkı
Aldatılan kişi, hileyi öğrendikten sonra bir yıl içinde sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmelidir. Aksi takdirde sözleşmeyi onamış kabul olur(Türk Borçlar Kanunu m. 39).
-
Tazminat Talebi
Hile nedeniyle geçersiz sayılan bir sözleşme olsa bile, zarar gören taraf tazminat talep etme hakkı vardır. Kanunun açık hükmüyle bu hak korunmuştur:
“Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.”
Bu da hile nedeniyle uğranılan zararın telafisini mümkün kılar.
HİLE İDDİASININ İSPATI
Hile iddiasında bulunan taraf, bu durumu ispat etmekle yükümlüdür. Mahkemede yazılı veya tanıklı delillerle aldatmanın varlığı ortaya konulmalıdır. Uygulamada, özellikle ticari sözleşmelerde hile iddiası oldukça ciddi sonuçlar doğurabildiği için delil toplama süreci büyük önem taşır.
SONUÇ: HİLEYE UĞRADIYSANIZ NE YAPMALISINIZ?
Hile yoluyla imzaladığınız bir sözleşmenin geçersizliğini ileri sürebilmek için:
- Aldatmayı öğrendiğiniz andan itibaren bir yıl içinde harekete geçmelisiniz.
- Sözleşmenin iptali ve varsa zararınızın tazmini için hukuki danışmanlık almalısınız.
AVUKAT DESTEĞİ NEDEN ÖNEMLİDİR?
Hile gibi irade bozukluklarına dayalı uyuşmazlıklar karmaşık hukuki süreçler içerir. Sürelerin kaçırılması veya ispat yükünün doğru yönetilememesi hak kayıplarına neden olur. Bu nedenle alanında uzman bir avukattan profesyonel destek almanız, haklarınızı korumanız açısından kritik öneme sahiptir.
📞 HUKUKİ DESTEK ALMAK İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇİN
Sözleşmeye dayalı uyuşmazlıklarınızda, hile veya aldatma nedeniyle mağdur olduğunuzu düşünüyorsanız, hukuki destek almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Uzman avukat kadromuzla yanınızdayız.
⚖️Bizimle iletişime geçin – Size en doğru hukuki desteği sağlayalım.
📌 Menderes Avukat – Av. Ardahan ÇAKIR
📞 +90 530 180 82 49
📧 av.ardahancakir@gmail.com
