Yanılma (Hata)

Yanılma: Borçlar Hukukunda Hata Nedir?

Sözleşmeler, tarafların özgür iradeleriyle kurulur. Ancak bazı durumlarda kişi, gerçekte istemediği bir iradeyi beyan edebilir. Bu gibi durumlar irade bozuklukları kapsamında değerlendirilir ve en yaygın irade bozukluklarından biri yanılmadır. Türk Borçlar Kanunu, yanılma hâllerini detaylı şekilde düzenlemiştir. Bu yazımızda,  Borçlar Hukuku’nda hata kavramını, yanılma türlerini ve sözleşmeye etkilerini inceleyeceğiz.

YANILMA NEDİR?

Yanılma, kişinin sözleşme yaparken gerçek iradesiyle beyan ettiği irade arasında fark bulunması hâlidir. Türk Borçlar Kanunu’nun 30. maddesine göre, sözleşme kurulurken esaslı bir yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz. Ancak bu yanılmanın hukuken geçerli olabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir.

ESASLI HATA HÂLLERİ (TBK M.31)

Kanuna göre, aşağıdaki durumlarda yapılan yanılmalar esaslı hata olur. Bu hâllerde sözleşme geçersiz olma ihtimali vardır:

  1. Sözleşme Türünde Yanılma

Kişi, aslında yapmak istemediği bir sözleşme türünü imzalamışsa (örneğin satış sözleşmesi yerine bağışlama), esaslı hata söz konusudur.

  1. Konuda Yanılma

Taraf, farklı bir konu hakkında iradesini açıklamışsa (örneğin başka bir taşınmaz hakkında), bu da esaslı yanılma olur.

  1. Kişide Yanılma

Sözleşme yapmak istediği kişiden farklı bir kişiyle sözleşme yapılmışsa, bu durumda da esaslı yanılma meydana gelir.

  1. Niteliğe İlişkin Yanılma

Sözleşmede karşı tarafın belirli niteliklerine güvenilerek irade açıklanmış, fakat bu nitelikler mevcut değilse esaslı yanılma oluşur.

  1. Edimde Yanılma

Kişi, gerçekte istediğinden çok daha fazla bir edimi üstlenmiş veya çok daha az bir karşılık almışsa esaslı hata gündeme gelir.

📌 Not: Basit hesap hataları esaslı hata sayılmaz. Bu tür yanlışlıklar sadece düzeltilir.

SAİKTE YANILMA (TBK M.32)

Türk Borçlar Kanunu Madde 32:

Saikte yanılma, esaslı yanılma sayılmaz. Yanılanın, yanıldığı saiki sözleşmenin temeli sayması ve bunun da iş ilişkilerinde geçerli dürüstlük kurallarına uygun olması hâlinde yanılma esaslı sayılır. Ancak bu durumun karşı tarafça da bilinebilir olması gerekir.

Saik, sözleşmeye taraf olmayı etkileyen iç sebeplerdir. Kural olarak saikte yapılan hatalar sözleşmeyi geçersiz yapmaz. Ancak, eğer yanılınan saik sözleşmenin temeli olarak kabul ediliyor ve bu durum dürüstlük kurallarına da uygunsa, esasa etkili hata sayılabilir. Üstelik karşı tarafın da bu durumu biliyor veya bilecek durumda olması gerekir.

İLETMEDE YANILMA (TBK M.33)

Türk Borçlar Kanunu Madde 33:

Sözleşmenin kurulmasına yönelik iradenin haberci veya çevirmen gibi bir aracı ya da bir araç tarafından yanlış iletilmiş olması hâlinde de yanılma hükümleri uygulanır.

Eğer irade, haberci, çevirmen veya başka bir araç aracılığıyla yanlış aktarılmışsa, bu durumda da hata hükümleri uygulanır. Örneğin bir çevirmenin anlamı yanlış aktarması sonucu yanlış bir sözleşme kurulmuşsa, bu da geçersizlik sebebidir.

DÜRÜSTLÜK KURALLARI VE YANILMA (TBK M.34)

Türk Borçlar Kanunu Madde 34:

Yanılan, yanıldığını dürüstlük kurallarına aykırı olarak ileri süremez.

Özellikle diğer tarafın, sözleşmenin yanılanın kasdettiği anlamda kurulmasına razı olduğunu bildirmesi durumunda, sözleşme bu anlamda kurulmuş sayılır.

Yanılan kişi, eğer yanıldığını dürüstlük kurallarına aykırı şekilde ileri sürüyorsa, bu iddia dikkate alınmaz. Özellikle karşı taraf, sözleşmenin yanılan kişinin kastettiği şekilde kurulduğunu kabul ediyorsa, sözleşme bu şekilde geçerli olur.

YANILMADA KUSUR VE TAZMİNAT (TBK M.35)

Türk Borçlar Kanunu Madde 35:

Yanılan, yanılmasında kusurlu ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak, diğer taraf yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat istenemez.

Hâkim, hakkaniyetin gerektirdiği durumlarda, ifadan beklenen yararı aşmamak kaydıyla, daha fazla tazminata hükmedebilir.

Yanılan kişi, eğer kendi kusuruyla yanılmışsa, sözleşmenin geçersizliğinden doğan zararı karşı tarafa tazmin etmekle yükümlüdür. Ancak karşı taraf bu yanılmayı biliyor veya bilmesi gerekiyorsa, tazminat talep edilemez. Bu bağlamda, hâkim, hakkaniyet gereği, tazminatı ifadan beklenen yararı geçmeyecek şekilde artırma hakkı vardır.

YANILMANIN SÜRESİ VE BİLDİRİMİ (TBK M.39)

Türk Borçlar Kanunu Madde 39:

Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır.

Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.

Yanılma nedeniyle sözleşmeden dönmek isteyen taraf, hatayı öğrendiği andan itibaren bir yıl içinde bu durumu karşı tarafa bildirmelidir. Aksi takdirde sözleşme onanmış sayılır. Onama, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.

SONUÇ: HATA DURUMUNDA NE YAPMALISINIZ?

Hata nedeniyle geçersiz bir sözleşmeyle karşı karşıyaysanız, yasal haklarınızı süresi içinde kullanmanız büyük önem taşır. Sözleşmenin iptali ve tazminat talepleri açısından profesyonel bir hukuk desteği almanız yerinde olacaktır.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Her hata sözleşmeyi geçersiz kılar mı?

Hayır. Ancak esaslı hata hâlleri sözleşmeyi geçersiz kılar.

Saikte hata geçerli bir sebep midir?

Kural olarak hayır. Ancak sözleşmenin temelini oluşturuyorsa ve dürüstlük kuralları ile bağdaşıyorsa, evet.

Kusurlu yanılan tazminat öder mi?

Evet, ancak karşı tarafın durumu bildiği veya bilmesi gerektiği hâllerde tazminat ödemesi olmaz.

AVUKAT DESTEĞİ ALIN

Sözleşmelerde hata hâlleri karmaşık hukuki sonuçlar doğurur. Bu bağlamda, eğer bir sözleşmede yanıldığınızı düşünüyorsanız, profesyonel destek alarak hak kaybına uğramadan ilerleyebilirsiniz.

⚖️Bizimle iletişime geçin – Size en doğru hukuki desteği sağlayalım.

📌 Menderes Avukat Av. Ardahan ÇAKIR

📞 +90 530 180 82 49

📧 av.ardahancakir@gmail.com

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top