Ortaklığın Giderilmesi Davası

Ortaklığın Giderilmesi (İzale-i Şuyu) Davası

Ortaklığın Giderilmesi Davası: Hukuki Bir Yolculuk

Türk hukukunda, bireylerin hayatları boyunca karşı karşıya kaldıkları meselelerin başında mülkiyet gelir. Mülkiyet, bir mal üzerinde tam hâkimiyet kurabilme yetkisini ifade eder. Toplumlar ilerledikçe, bu kavram bireylerin yaşamlarında daha karmaşık hâle gelir. Özellikle birden fazla kişi arasında paylaşılan mülkiyet, çoğu zaman anlaşmazlıkların doğmasına zemin hazırlar. Bu noktada, hukuk düzeni devreye girer ve çözüm sunar. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde düzenlenen ortaklığın giderilmesi davası (ya da izale-i şuyu davası), paylı veya elbirliği mülkiyeti ortadan kaldırmak amacıyla başvurulan en önemli hukuki araçlardan biridir. Bu dava, mülkiyetin bölünmesi ya da satış yoluyla sona erdirilmesini hedefler. Ayrıca insan ilişkilerinin de karmaşık doğasını gözler önüne seren derin bir hukuki serüvendir.

Ortaklığın giderilmesi davası, genellikle paydaşlardan birinin ya da birden fazlasının diğer ortaklarla anlaşmazlığa düşmesi sonucunda gündeme gelir. Taraflar, malın kullanımı, satışı, devri ya da paylaşımı konusunda sıkça anlaşmazlığa düşer. Ortaklar arasındaki uyuşmazlıklar çözülemediğinde mülkiyet üzerindeki ortaklık dava yoluyla sonlandırılabilme ihtimali vardır.

Davanın Hukuki Dayanağı: Türk Medeni Kanunu

“Paylı mülkiyetin devamını çekilmez kılan bir hal varsa ya da taraflar ortaklığın devamı konusunda uzlaşmaya varamıyorlarsa, paydaşlardan her biri, mülkiyetin sona erdirilmesini talep edebilir.”

Bu hüküm, her ortağa ortak mülkiyetin sonlandırılması konusunda bir hak tanımaktadır. Bu hak kişisel bir hak olup ortakların iradesine bağlıdır. Ancak ortaklık devam ettikçe mülkiyet üzerindeki haklar ve yükümlülükler de sürmektedir.

Ortaklığın Giderilmesi: Hukukun Sunduğu Çözüm Yolları

Aynen Taksim: Mülkiyetin Fiziki Bölünmesi

Aynen taksim, her ortağa kendi payına uygun düşen bir parça vermek anlamına gelir. Hukukun ideal çözümü olarak kabul edilen bu yöntem, paylı mülkiyete konu olan malın özelliklerine bağlıdır. Eğer mal, bölünebilir nitelikteyse bu kararın verilme ihtimali vardır. Örneğin, bir arsa ya da tarla paydaşlar arasında bölünebilir. Ve her biri kendi payını fiziksel olarak alabilir. Ancak aynen taksim her zaman mümkün olmayabilir. Zira bölünmenin malın değerinde ciddi bir kayba neden olacağı paydaşlar arasında dengeli bir paylaşımın sağlanamayacağı ya da malın yapısının bölünmeye elverişli olmadığı durumlar da vardır. Bir apartman dairesi, fabrika veya ticari işletme gibi bölünmesi ekonomik olarak anlamsız ya da imkânsız mallar söz konusu olduğunda aynen taksim çözüm olamaz.

Satış Yoluyla Paylaşım:

Mülkiyetin fiilen bölünmesinin mümkün olmadığı ya da taraflarca tercih edilmediği durumlarda satış yoluyla paylaşım devreye girer. Mahkeme, ortak mülkiyete konu olan malın açık artırma yoluyla satılmasına karar verir. Bu satış çoğunlukla satış memurluğu aracılığıyla gerçekleştirilen bir açık artırmayla yapılır. Satıştan elde edilen bedel paydaşlar arasında mülkiyet payları oranında bölüştürülür.

Davanın Tarafları:

1. Davacı (Dava Açan Taraf)

Paylı ya da elbirliğiyle mülkiyet sahibi olan ortaklardan her biri bu davayı doğrudan açar. Bu kişiler mülkiyetin fiilen kullanımı, malın ekonomik değerini koruma veya ortaklar arasında süregelen anlaşmazlıkların sona erdirilmesi amacıyla ortaklığın giderilmesini talep edebilirler.

Davacının tek başına veya birkaç paydaşla birlikte bu davayı açabilmesi mümkündür. Bir veya birden fazla ortak, diğer ortakların rızasını almadan davayı başlatır.

2. Davalı (Dava Edilen Taraf)

Ortaklığın giderilmesi davasında davalı taraf, davacı dışındaki diğer tüm paydaşlar veya ortaklar olacaktır. Bir mal üzerinde payı bulunan her bir ortak davalı konumunda yer alır. Bu kişiler, genellikle malın ortaklığının sürmesini isteyen ya da ortaklığın nasıl sona erdirileceği konusunda davacı ile aynı görüşte olmayan kişilerdir.

3. Üçüncü Kişiler

Bazı durumlarda, üçüncü kişiler davaya taraf olmasalar da ortaklığın giderilmesi davasının sonucundan doğrudan etkilenir. Örneğin, bazı kişiler bir paydaşın hissesi üzerine ipotek koyar veya haciz uygular. Bu durumda üçüncü kişiler davanın sonuçlarından etkilenebilirler ancak doğrudan taraf olarak katılmaları gerekmez.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme:

1. Görevli Mahkeme

2. Yetkili Mahkeme

“Taşınmaz üzerinde ayni hakka ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.”

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Dava Şartı Arabuluculuk

Bu gelişme, 28 Temmuz 2023 tarihli 7456 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesiyle uygulamaya konulmuştur. Bu değişiklikle birlikte, taraflar ortaklığın giderilmesi davası açmadan önce arabuluculuk sürecine katılması zorunludur.

1. Zorunlu Arabuluculuk Nedir?

Zorunlu arabuluculuk, bir davanın açılmasından önce arabuluculuk sürecine başvurmalarının kanunen zorunlu tutulduğu bir süreçtir. Bu süreçte arabuluculuk görüşmeleri sonucunda taraflar anlaşabilirse dava açılmasına gerek kalmadan uyuşmazlık çözümle sonuçlanır. Anlaşma sağlanamazsa, dava açma hakkı saklı kalır.

2. Ortaklığın Giderilmesi Davasında Zorunlu Arabuluculuk

3. Arabuluculuk Sürecinin İşleyişi

Ortaklığın giderilmesi davasında arabuluculuk süreci şu adımlarla işler:

  • Arabulucuya Başvuru: Taraflardan biri, ortaklığın giderilmesi talebiyle ilgili arabuluculuk başvurusunu yapar. Başvuru, arabuluculuk bürosuna yapılır ve bir arabulucu atanır.
  • Tarafların Daveti: Arabulucu, tarafları görüşmelere davet eder. Taraflar, aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için müzakere eder.
  • Anlaşma ya da Anlaşmazlık: Taraflar arabuluculuk sürecinde bir anlaşmaya varabilirlerse, bu anlaşma bir tutanakla kayıt altına alınır. Ve mahkemeye gitmeden sorun çözülür. Eğer anlaşma sağlanamazsa, taraflar arabulucudan bir “anlaşmazlık tutanağı” alır.
  • Dava Açılması: Arabuluculuk süreci sonunda taraflar anlaşma sağlayamazsa, dava açar. Bu durumda, dava dilekçesiyle birlikte arabuluculuk sürecinin tamamlandığına dair anlaşmazlık tutanağı mahkemeye sunulmalıdır.

4. Dava Şartı Olarak Arabuluculuğun Sonuçları

Eğer arabuluculuk sürecine başvurmadan doğrudan mahkemeye gidilirse, mahkeme bu eksikliği tespit eder. Ve davayı usulden reddeder. Bu nedenle, dava açmak isteyen tarafların önce arabuluculuk sürecine başvurması zorunludur.

Ortaklığın Giderilmesi Davasında Muhdesatın Aidiyeti Davası

Ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatın aidiyeti davası, taşınmazın üzerinde bulunan yapıların (muhdesat) kime ait olduğuna ilişkin olarak açılan davayı ifade eder. Bu davanın temel amacı taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç, tesis gibi yapıların hangi ortak ya da paydaşın mülkiyetinde olduğunu belirlemektir. Muhdesat kelimesi, taşınmaz üzerinde sonradan inşa edilen veya dikilen her türlü yapı, eser ve eklemeyi ifade eder. Muhdesatın aidiyeti konusu özellikle ortaklığın giderilmesi davasında önemli bir tartışma alanıdır.

Muhdesat Nedir?

Muhdesat taşınmaz bir mal üzerinde sonradan yapılan ya da eklenen her türlü yapı, bina, tesis, dikili ağaçlar veya benzeri unsurlardır. Taşınmaz üzerinde birden fazla paydaş veya ortak bulunduğunda bu yapıların kime ait olduğu ve nasıl değerlendirileceği konusu tartışma konusu olduğu durumlar vardır. Bu nedenle ortaklığın giderilmesi davasında muhdesatın kime ait olduğu belirlenmeden taşınmazın paylaşılması veya satılması zorlaşır.

Muhdesatın Aidiyeti Davası ile Ortaklığın Giderilmesi Davası İlişkisi

Ortaklığın giderilmesi davası, taşınmaz üzerinde paydaşların mülkiyetine son vermek ve taşınmazı paylaşmak amacıyla açılan bir dava türüdür. Ancak taşınmaz üzerinde muhdesatlar varsa ve bu muhdesatların kime ait olduğu konusunda bir anlaşmazlık söz konusuysa, öncelikle muhdesatın kime ait olduğunun belirlenmesi gerekir. Bu, ortaklığın giderilmesi davasının sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılması için önemlidir.

Eğer muhdesatın aidiyeti konusunda bir dava açılmamışsa mahkeme bu konuda karar vermez. Bu durumda, ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlandırılması için muhdesatın aidiyetinin tespiti gereklidir. İş bu dava ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele olup ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanması için bu davanın sonucunun gelmesi gerekir.

Son olarak görüleceği üzere ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası karmaşık bir hukuki süreçten ibarettir. Tüm bu süreçte hak kaybına uğramamak ve davanın seyrinin hızlanabilmesi için mutlaka bir gayrimenkul/miras avukatı ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Ortaklığın giderilmesi, muhdesatın aidiyeti davaları da dahil olmak üzere davacı veya davalı olarak taraf bulunduğunuz tüm davalarınızda bizimle iletişime geçebilirsiniz!

📞 AVUKAT DESTEĞİ ALIN

İtirazın geçici olarak kaldırılması süreciyle ilgili sorularınız ve hukuki yardım talepleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bizimle iletişime geçin – Size en doğru hukuki desteği sağlayalım.

📞 +90 530 180 82 49

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top