İşçinin (maaş) ücret alacağı davası, Türk hukukunda işveren ile işçi arasındaki en önemli borç-alacak ilişkilerinden biridir. Bu ilişki özellikle 4857 sayılı İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve ilgili mevzuatla düzenlenmiştir. Bu bağlamda ücret (maaş) işçinin emeğinin karşılığıdır. Ödenmemesi işçinin temel haklarının ihlali anlamına gelir. İşçilerin hak kayıplarını önlemek adına hukuk sistemi işçinin ücret (maaş) alacaklarının korunması için bir dizi mekanizma öngörmüştür.
Bu makalede işçinin ücret alacağı davası hakkında hukuki dayanakları, dava süreci, zamanaşımı süreleri ve yargı uygulamalarına yer verilecektir.
İş Kanunu Madde 32:
“Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır.
Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Emre muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir.
İş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Meyhane ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal satan dükkan ve mağazalarda, buralarda çalışanlar hariç, ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.”
Ücret (Maaş) Kavramı ve Hukuki Dayanaklar
Ücret Tanımı:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesine göre ücret (maaş), bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır. Ücretin düzenli ve tam olarak ödenmesi işverenin temel yükümlülüğüdür.
Hukuki Dayanaklar:
- 4857 sayılı İş Kanunu: İşçinin ücretinin korunması ve ödenmesine ilişkin detaylı hükümler içerir.
- Türk Borçlar Kanunu (TBK): İş sözleşmesinden doğan alacaklar hakkında genel hükümleri belirler.
- İcra ve İflas Kanunu (İİK): Ücret alacaklarının tahsilinde uygulanan yolları düzenler.
Ücret (Maaş) Alacağı Davalarının Özellikleri
a) Hangi Durumlarda Açılır?
İşçi şu durumlarda ücret alacağı davası açar:
- Ücretin eksik veya hiç ödenmemesi,
- Fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi,
- Resmi tatil ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmaların karşılığının verilmemesi,
- İkramiye, prim veya diğer yan hakların ödenmemesi.
b) Yetkili ve Görevli Mahkeme
Ücret alacağı davalarında görevli mahkeme İş Mahkemesi’dir. İşçinin dava açacağı yer ise işverenin yerleşim yeri veya işin yapıldığı yer mahkemesidir.
c) İspat Yükü
Türk hukukunda genel kural, iddia sahibi olan tarafın ispat yüküne sahip olmasıdır. Ancak, işçi ile işveren arasındaki ilişki asimetrik olduğundan, ispat yüküne ilişkin bazı kolaylıklar getirilmiştir:
- İşveren ücretin ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür (örneğin banka dekontları veya imzalı bordrolar).
İşverenin Ücretinin (Maaş) Ödendiğini Yazılı Delille Kanıtlama Zorunluluğu
Türk hukukunda, işverenin ücret ödendiğini yazılı delillerle kanıtlama zorunluluğu, işçinin haklarının korunması ilkesine dayanmaktadır. Bu yükümlülük, işverenin ödeme yaparken hukuka uygun belgeler düzenlemesini ve işçilerin hak kayıplarını önlemeyi hedefler. Yazılı delilin yokluğu, işveren açısından olumsuz sonuçlar doğurur. Ayrıca işçi alacaklarının tahsilini kolaylaştırır. İşverenlerin bu konuda özen göstermesi, hem iş ilişkilerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini hem de hukuki uyuşmazlıkların önlenmesini sağlar.
Zamanaşımı Süresi
Ücret alacakları, 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre, iş ilişkisinin sona erdiği tarihten itibaren başlar. Zamanaşımına uğrayan alacaklar zamanaşımı defi ileri sürülmesiyle alınamaz. Ancak işveren tarafından rızaen ödenirse geri istenemez.
Dava Süreci
a) Arabuluculuk Zorunluluğu
İşçi-işveren uyuşmazlıklarında dava açmadan önce arabuluculuk başvurusu zorunludur. Arabuluculuk süreci tarafların uzlaşmasıyla sonuçlanmazsa işçi dava açma hakkını kullanabilir.
b) Dava Açılması
Arabuluculuk tutanağının düzenlenmesinden sonra işçi görevli ve yetkili İş Mahkemesi’nde dava açar. Davada dilekçeye şu belgelerin eklenmesi önemlidir:
- İş sözleşmesi,
- Ücret bordroları,
- Banka dekontları veya diğer ödeme belgeleri.
c) Mahkeme Kararları
Mahkeme, dosya kapsamındaki delillere göre karar verir. İşçi haklı bulunursa mahkeme işverenin ödenmeyen ücretleri mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte(İş Kanunu md.34) ödemesine karar verir.
İşçinin Ücret (Maaş) Alacağı Diğer İşçilik Alacakları İle Birlikte Talep Edilebilir mi ?
Evet, ücret(maaş) diğer işçilik alacakları ile birlikte talep edilebilir. İşçinin işten ayrılması veya çıkarılması sonrasında doğan tazminat ve alacak hakları bir bütün olarak İş Mahkemesi‘nde dava konusu yapılabilir. Bu kapsamda işçi; ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları, yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, hafta tatili ve genel tatil ücretleri gibi haklarını da ücret alacağı ile birlikte talep edebilir.
Sonuç
İşçinin ücret alacağı, Türk hukuk sisteminde koruma altına alınmış temel haklardan biridir. Özellikle İş Kanunu, işçinin ücret alacaklarını tahsil edebilmesi için detaylı düzenlemeler yapmıştır. Ancak, özellikle kayıt dışı ödemelerin varlığı, ispat açısından zorluklar doğurur. Bu nedenle işçilerin, haklarını korumak için güçlü delillerle dava açması ve hukuki yardım alması önemlidir.
Son olarak görüleceği ücret alacağı davasının bazı şartları bulunmakta olup karmaşık bir hukuki süreçten ibarettir. Tüm bu süreçte hak kaybına uğramamak için avukat ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
📞 PROFESYONEL HUKUKİ DESTEK ALIN
Ücret alacağı davası teknik bilgi gerektiren konudur. Davanızda hak kaybı yaşamamak için profesyonel bir avukat desteği almanız büyük önem taşır.
Hemen bizimle iletişime geçin
📌 Menderes İşçi Avukatı – Av. Ardahan ÇAKIR
📞 +90 530 180 82 49
📧 av.ardahancakir@gmail.com
